VOLVO C40 RECHARGE

Volvo C40 Recharge, test ettiğim tek motorlu versiyonda 2,6 milyondan (26.11.2023) yollara çıkıyor.

Volvo seviyor farklı denemeleri. Marka 2006 yılında aykırı tasarımlı bir 3 kapılı kompakt hatchback yollara çıkarmıştı. 2010 yılında makyaj gördü ve bu kompakt coupe tadındaki model 2013 yılında yollara veda etti. Bu başarılı bir deneme değildi.

Marka bir deneme daha ile karşımızda. Ama görünüşe göre bu sefer stratejisi de zamanlaması da doğru. Malum, SUV dünyasında alışagelmiş gövde dışında bir de coupe tarzı yaygınlaşıyor. Büyük, orta küçük fark etmiyor. Markalar alışagelmiş bir SUV modelin coupe görünümlüsü de üretiyor. BMW bu süreci başlatanlardan biri. X5 modelini coupe formunda X6 ile üretmeye başladı. X3’ün coupe formunda X4 türevi var. Mercedes de benzer örnekler yapıyor. GLC ve GLE modellerinin Coupe versiyonları var. Veya Porsche, Cayenne ve Cayenne Coupe ile yollarda. Sadece premium markalar değil, kitlesel pazar markalarının da benzer uygulamaları söz konusu.

Bu coupe tadında SUV gövdesinin zaman içinde varlık amacı değişti. Yani hedef biraz yön değiştirdi. İlk örnekler tamamen daha havalı bir görünüm odaklıydı. Güçlü benzinli ve dizel motorların buna uygun sportif bir gövdeye ihtiyacı vardı. Elbette bugün de yine nedenlerden biri daha sportif görünüm. Ama daha da önemlisi mesele verimlilik.

Evet, gerçekten de daha havalı görünüyorlar. Ama bu coupe formun asıl misyonu verimlilik. Özellikle elektrikli araçlarda aerodinamik verimlilik önemli. Ve bu coupe form aerodinamik verimliliğe katkı sağlıyor. Zaten aerodinami konusunda iddialı araçların arkası çoğu örnekte coupe tadında bir eğime sahip.

Elektrikliye geçiş konusunda emin adımlarla ilerleyen markanın, Volvo C40 (YOUTUBE) modeli böyle bir otomobil. Çok basit bir anlatımla XC40’ın coupe türevi. Volvo XC40’ı (WEB / YOUTUBE) daha önce test etmiş ve izlenimlerimi aktarmıştım.

GÜÇLÜ TASARIM

Konu daha fazla dağılmadan günün solistine gelelim. Volvo C40, XC40 ile benzer ölçülere sahip.

İki Volvo modelinin uzunluğu 4,44 metre ile aynı. Bunun dışında genişliği de 1,87 metre ile eşit. Ayrıca aks mesafesi 2,7 metre ile aynı. Hayır, yüksekliği aynı değil. 1,59 metre ile C40, XC40’a kıyasla 6 cm kadar daha alçak. Aslında uzunluğu ile kıyaslandığında 2,7 metre ile aks mesafesi oldukça iyi. Bu da elbette iç hacme yansıyor.

Kompakt SUV güncel Volvo tasarım dilini yansıtıyor. Ağabeyleri XC60 ve XC90’ın genetik kodlarını açıkça görmek mümkün. Uzaktan bakıldığında hemen bir Volvo olduğunu hissettiriyor. Genel siluet bunun bir Volvo SUV olduğu, tüm detaylar ise bunun bir Volvo olduğu mesajını veriyor.

KARAKTERİSTİK BİR VOLVO

Hiç şüphe yok ki, ön cephe itibariyle karakteristik bir Volvo. Hem de çok uzaktan bakınca bile ‘Volvo’ dedirtiyor. Yandan bakıldığında da aslında önden arkaya doğru göz ilerledikçe Volvo diyorsun. B sütununa kadar en azından. Tavanın eğimini ve kıvrımını göz yadırgıyor. Arkadan bakıldığında ise kafalar karışabiliyor. Tamam C sütununa kadar uzayan stop tasarımı Volvo işareti. Ancak stopun alt kısmı çok farklı. Neyse ki iki stopun ortasında kocaman harflerle VOLVO yazıyor.

İki kapı altındaki girinti de yine Volvo imzası niteliğinde. Yeni nesil Volvo modellerinde karşımıza sıkça çıkıyor. Gövde genel olarak pürüzsüz akan yüzeylere sahip. Girinti-çıkıntı falan yok. Bu da aerodinamik verimliliğin yansıması aslında.

YALIN İÇ TASARIM

Kokpit tasarımı XC40 ile aynı. Dolayısıyla güncel Volvo kokpit tasarımını yansıtıyor. Karmaşadan uzak ve yalın. Az düğmeli daha ekran odaklı bir konsol söz konusu. Ayrıca abartılı veya havalı değil. Konsol geneline gri ve siyah hakim. Az sayıda parlak yüzey ile hareket kazanıyor konsol. Kabin içindeki belki de canlı unsur zemin halısı. Mavi rengi ile dış gövde rengiyle uyum sağlıyor. Dahası iç mekana hareket getiriyor ve ferahlık katıyor.

Sürücü tamamen dijital bir gösterge ekranına bakıyor. 12 inç ile büyükçe bir ekran bu. Renkleri, karakterleri ve dizilimi ile gayet okunaklı. Sürücü ihtiyacı olan bilgiye rahatlıkla ulaşabiliyor.

Orta ekran dikey bir formata sahip. Boyut 9 inç ile çok da büyük sayılmaz. Ekranlar artık iyice büyüdü. Ekranın her iki yanında dikey havalandırma çıkışları yer alıyor.

Bilgi-eğlence sistemi otomobillere yönelik bir Android. Markaya ait bir arayüz değil. Android arayüzü biraz alışkanlık gerektiriyor. Elimizdeki Android telefonlar gibi değil. Android menüdeki canlandırma pek de çekici sayılmaz. Ayrıca sistem biraz yavaş da çalışıyor. Sanki geliştirme bekliyor gibi. Zaten bunlar yazılımla düzeltilebilecek şeyler. Ekranın alt kenarındaki dokunmatik kısayol bandı pratik. Ayrıca telefonda olduğu gibi bir tık aşağıda bir ana sayfa düğmesi de var. Bu fiziki bir düğme.

GAYET KULLANIŞLI

Dokunmatik ekranın hemen altında bir kumanda paneli var. Bu da fiziki bir panel. Dörtlü flaşör, ön ve arka cam rezistansı, temel müzik sistemi işlevleri bu panelde yer alıyor. Güncel tasarım trendine uygun olarak daha aşağıda bir bölme yer alıyor. Bu bölme akıllı telefon için ideal. Kablosuz akıllı telefon şarjı hayatı kolaylaştırıyor. Biraz daha geride minik bir vites kolu, hemen yanında ikili bardaklık. Veya kullanım ihtiyacına bağlı olarak açık saklama gözü. Bunun dışında burada sürüş modu veya bazı işlevler için fiziki düğmeler yok. Bu işlevler için ekrandaki menülere dalmak gerekiyor. İşlevlerin büyük bölümü bilgi-eğlence ekranından yönetiliyor. Bu her şeyi orta ekrandan yönetme fikri zaman zaman dikkat dağıtıyor. Ben kendi adıma pek sevemiyorum.

Bunun dışında genel olarak ergonomik ve kullanışlı bir iç mekan söz konusu. Orta konsol hafif sürücüye dönük. Kapı açma kolu ve cam düğmeleri doğru yerde. Tasarımı kullanımı kolaylaştırıyor. Direksiyon gösterge panelini perdelemiyor. Direksiyon üzerindeki düğmeler sürüş anında birçok işleve kolay erişim sağlıyor.

Harman Kardon ses sistemi her zaman olduğu gibi büyük bir keyif. 13 hoparlör, 12 kanal amfi ve 600 Watt ses çıkışı güzel bir deneyim yaşatıyor.

AKS MESAFESİNİN KAZANIMLARI

Dış boyutlar ama özellikle aks mesafesi iç mekanda karşılık buluyor. Köşelere yerleştirilen tekerlekler batarya için alan kazandırıyor. Ama aynı zamanda iç mekana da olumlu yansıyor. Önde pek de şikayete yer vermeyen bir alan söz konusu. Diz ve baş mesafesi yeterli. Omuz mesafesi de. Direksiyon ve koltuğun ayar aralığı ideal sürüş pozisyonu oluşturmada kolaylık sağlıyor. Koltuklar rahat. Minder sertliği destekleyici ama rahatsız değil. Heybetli kafalık da konfora katkı sağlıyor. Yanal destekleri vücudu destekliyor. Sıkıca kavrıyor. Orta kolçağın altında büyükçe bir depolama alanı var. Kabin içindeki kalabalığı organize etmek için harika.

Uzun aks mesafesinin kazanımı olarak arka koltuklar da ferah. Diz mesafesi yeterli. Baş mesafesi rahatsız edici değil. Ama XC40’a kıyasla elbette biraz daha basık. Sonuç olarak araç yüksekliği 6 cm daha az. Ayrıca tavan çizgisi coupe şeklinde eğimli. Kompakt sınıfın geneli gibi burada da orta koltuk pek anlamlı sayılmaz. Oturumu çok da konforlu sayılmaz. Şaft tüneli yükseltisi ayakları engelliyor.

Ancak arka koltuk yolcularına yönelik sunum da kötü değil. Kol dayama var. Arka havalandırma ızgaralarının tasarımı öndekilerle aynı. Bunun dışında altında bir adet şarj prizi yer alıyor. Ayrıca arka koltuk sırasının her iki yanında ek bölmeler var.

KULLANIŞLI BAGAJ

Elektrikli bagaj kapağının açılmasıyla 404 litre bir hacim ortaya çıkıyor. Evet, kompakt sınıfın en büyüğü değil. Ancak yan duvarlar düz. Bu da alanı etkin kullanma olanağı sağlıyor. Ayrıca arka koltuk sırtlıkları 40:60 oranında katlanıyor. Eşitken ön koltuklara tamamen düz bir yükleme zemini oluşuyor. Böylece bagaj hacmi 1295 litreye kadar çıkıyor.

Orta koltuğun sırtlığında kayak gibi uzun nesneleri geçirmek için ek bir bölme yer alıyor. Haliyle yanlardaki kancalar pratiklik sağlıyor. Bunun dışında bagaj zeminin altında örneğin şarj kablosunun koymak için ek bir alan da var. Katlanarak dikilen bagaj zemini bagajı ikiye bölme olanağı sağlıyor.

ELEKTRİĞİN GÜCÜ

Tamamen elektrikli Volvo C40 Recharge Türkiye’ye iki versiyon olarak geliyor. Biri tek motorlu. Ayrıca bir de çift motorlu dört tekerlekten çekişli var. Tek motorlu başta önden çekişli 231 PS güç ve 330 Nm tork olarak geldi. Ardından teknik bir iyileştirme yatı Volvo. Şu an ise 252 PS güç ve 420 Nm arkadan itişli olarak geliyor. Volvo C40 Recharge bu motorla 0-100 km/s hızlanmasını 7,3 saniyede tamamlıyor. Maksimum hız ise 180 km/s. Yine fabrika verilerine göre 16,4 kWsa/100 km enerji tüketiyor. Bu da 578 km menzil anlamına geliyor. Ayrıca 200 kW hızlı şarj ile yüzde 10-80 için 27 dakika yeterli oluyor.

Twin versiyonunda önde ve arkada birer adet olmak üzere iki elektromotor görev yapıyor. Bu toplamda 408 PS güç ve 670 Nm tork anlamına geliyor. Evet, kompakt sınıf için hatırı sayılır bir güç söz konusu. Çift motorlu yapı doğal olarak dört tekerlekten çekişi beraberinde getiriyor.

Volvo C40 Recharge bu motorla 0-100 km/s hızlanmasını 4,7 saniyede tamamlıyor. Maksimum hız ise 180 km/s. Ayrıca fabrika verilerine göre Bunun dışında 526 km’ye kadar menzil sağlıyor.

Kumanda elinde kapı koluna el attığınızda kapılar açılıyor. Çoğu örnekte olduğu gibi. Sürücü koltuğunu oturunca bir ‘start’ düğmesi arayışı başarısızlıkla sonuçlanıyor. Çünkü öyle bir şey yok. Ayak frende ‘D’ veya ‘R’ konumuna alıp gaz pedalına dokununca araç hareket ediyor. Araçtan inerken de ‘P’ konumuna alıp başka hiçbir şeye donumdan inip kilitliyorsun.

TEK PEDALLI SÜRÜŞ

Yeni nesil elektrikli araçların çoğu gibi C40 Recharge da tek pedallı sürüş işlevine sahip. Bu çoğu sürüş koşullarında fren pedalını kullanmadan hızlanma ve durma olanağı sağlıyor. Bu işlev ilk başta tedirgin etse de insan kısa sürede alışıyor. Şehir içinde, günlük kullanımda kolaylık sağladığı kesin. Ancak kapatması kolay değil. Tam bu noktada kokpitin yalın tasarımı bir engel olarak karşımıza çıkıyor. Fiziki bir düğme olmadığı için tek pedallı sürüşü kapatmak bilgi-eğlence ekranına kalıyor. Menüler tıklamalar falan işte. Fiziki bir düğme gerçekten de iyi olurdu. Belki de bazı işlevlerde fiziki düğmeden vazgeçmemek lazım.

GÜVENLİ SÜRÜŞ ÖZELLİKLERİ

Günün sonunda bir Volvo. İster istemez beyinde oluşan ilk algı üst seviye güvenlik. Sürüş özellikleri bu güvenlik beklentisine karşılık veriyor.

SUV tipi araçlardaki en önemli zorluk yüksek yapılı gövdenin virajlarda yana yatma riski. Ancak mühendislik bunu önlemek için birçok çözümü devreye sokuyor. İster istemez genelde süspansiyonu sertleştirme eğilimi yaşanıyor. Ancak bu zaman zaman süspansiyon konforuna olumsuz etki edebiliyor.

C40 Recharge konfordan ödün vermeden üstün sürüş dinamikleri sunuyor. Ve kesinlikle güvenlikten taviz vermiyor. Elbette başarılı süspansiyon kurulumu kadar araç zeminine gizlenen bataryanın da rolü büyük. Ağırlık merkezini aşağıya çekerek sürüş dinamiklerini destekliyor. Virajlarda tedirgin edici yana yatma eğilimleri yok. Haliyle elektronik yardımcıların da payı var elbette sürüş güvenliğinde.

GAYET KONFORLU

Volvo C40 Recharge kompakt sınıfın konfor gereklerini fazlasıyla yerine getiriyor. Koltuklar rahat. Kabin gayet güzel izole edilmiş. Dış dünyada olup bitenler içeriye çok fazla ulaşmıyor. Malul bir elektrikli otomobil. İçten yanmalı motorun gürültüsü yok. Hal böyle olunca sürüş anında diğer seslerin duyulma olasılığı artıyor olması lazım. Ancak marka gereken önlemleri almış. Rahatsız edici sesler yok.

Rüzgar sesi ancak 100-120 km/s ve üzerinde duyulmaya başlıyor. Yuvarlanma gürültüsü de yine üst hızlarda belirgin bir şekilde duyuluyor. Dolayısıyla sessiz ve dingin bir sürüş deneyimi söz konusu. Süspansiyon sistemi üzerine düşen görevi olgunlukla yerine getiriyor. Ayrıca çukur ve tümseklerde rahatsız edici süspansiyon gürültüleri nadiren duyuluyor.

Elbette kompakt da olsa bu fiyat seviyesinde bir otomobilde üst seviye konfor bekliyor insan. Bu beklenti karşılığını buluyor. Genel olarak sistem yol bozukluklarını güzelce ütülüyor. Ancak üst sınıf seviyesinde uçan halı etkisi de beklememek lazım.

Volvo C40 Recharge, test ettiğim tek motorlu versiyonda 2,6 milyondan (26.11.2023) yollara çıkıyor. Yine güncel fiyatlarla 230 bin lira fark vererek çift motorlu versiyonu almak sanki daha cazip gibi.

OSMAN YAVUZ