SÜRÜŞ – CITROEN C4

SÜRÜŞ – CITROEN C4

AUDI Q7

>>> Yollara çıktığı ilk günden itibaren kompakt hatchback sınıfının özgün tasarımlı modeliydi… Yeni nesille birlikte hatchback ve SUV sınıfının özelliklerini tek bir gövdede birleştirme iddiasıyla yollara çıkmaya başladı. Bakalım bu iddiasını ne kadar yerine getiriyor.

>>> Citroën C4, 2004 yılında yollara çıkmaya başladı. Her yeni Citroen modeli gibi yenilikçiydi. Kubbe şeklinde tavanıyla özgündü. Göbeği sabit direksiyonuyla alışılmışın dışındaydı falan filan. Sürüden ayrı olmak isteyenlerin tercihi oldu. 2010 yılında ikinci nesil geldi. Yine özgündü aslında, ama ilk nesildeki kadar uç noktada değildi. Ama her zaman kompakt hatchback sınıfının bir üyesi oldu.

>>> 2020 yılında üçüncü nesil Citroen C4 çıkmaya başladı. Yine oldukça özgün bir otomobil. Yine sürüden ayrı bir otomobil. Ancak bu sefer tasarım olarak özgün olmakla kalmadı Citroën C4, otomobilde yaşanan SUV ve crossover akımına uyum sağladı. Dünün kompakt hatchback modeli bundan böyle SUV ve hatchback gövde tiplerini tek bir gövdede birleştirme ve iki dünyanın avantajlarını harmanlama iddiasıyla yollara çıktı. Yani aslında tam da crossover kavramının hakkını veriyor.

 

 

 

 

 

>>> Görsel olarak bu iddiasını yansıtıyor da. 4,36 metre uzunluğu ve 2,67 metre dingil mesafesiyle tam da kompakt sınıf boyutlarına sahip. Ancak 1.53 metre yükseklik ile kompakt sınıfın ötesine geçiyor. Örneğin kuzeni Peugeot 308 1,44 metre yüksekliğe sahip. Sınıfının en yüksek modellerinden biri olan VW Golf 1,50 metre yüksekliğe sahip. Söz konusu yüksek yapı crossover olma iddiasını destekliyor. Zaten tasarım olarak da alışagelmiş bir hatchback görünümünden çok havalı ve gösterişli detaylarıyla bir SUV’u andırıyor. Elbette böylesine radikal bir tasarımı seven de olacaktır, sevmeyen de, ama bence Citroën C4 tasarım detaylarıyla bakışları üzerine çeken havalı bir otomobil. Haliyle test aracının opsiyonel özel rengi de bu etkiyi güçlendiriyor.

 

 

 

 

 

>>> Ayrıca sadece görsel olarak havalı olmakla da kalmıyor kullanım açısından da işlevsellik sağlıyor. Örneğin yüksek yapı binme-inme sürecini kolaylaştırıyor. Geniş bir açıyla açılan kapılar da bu süreci destekliyor. Kapılardan sarkan ve marpiyenin üzerini kapatan eklenti marşpiyenin yağmurda çamurda temiz kalmasını sağlıyor. Böylece araca binip inerken bacalarımız kirlenmiyor. Yine yüksek yapı bagaja bir şeyleri koymak ve almak açısından kolaylık sunsa da bagaj zeminin eşikten alçak olması pratikliği biraz gölgeliyor.

>>> Doğal olarak asıl işlevsellik iç mekanda kendini hissettiriyor. Çağın gereklerine uygun olarak orta konsolu üst noktasında tablet büyüklüğünde geniş bir ekran bulunuyor. İşlevler büyük oranda buradan yönetiliyor. Ses açma/kapama düğmesinin sol tarafta sürüye yakın değil de sağ tarafta yolcuya yakın olması biraz alışkanlık gerektiriyor. Ama sürücü zaten direksiyon kumandalarına sahipken, bu düğme de yolcuya yakın olsun diye düşünmüş olsa gerek tasarımcılar. Son dönemde trend haline gelen her şeyi dokunmatik ekran üzerinden çözme yaklaşımının aksine Citroën iklimlendirme sistemi için bağımsız ve fiziki düğmelerin olduğu bir panel kullanıma sunuyor. Bu panelin altında ise biri kablosuz şarj özelliğine sahip iki saklama alanı bulunuyor. Ayrıca vites ve sürüş modu seçim panelinin hemen gerisinde sürgülü kapaklı bir bölme daha bulunuyor. Bardaklıklar buraya gizleniyor.

 

 

 

 

 

>>> Direksiyon ve kumandalar ergonomik açıdan gayet başarılı, ama dijital ekrana alışmak gerekiyor. İşlevsellik yolcu tarafında devam ediyor. Torpido gözü dışında bir çekmece ve ayrıca özel standı ile bir tablet tutucu ön yolcunun teknoloji entegrasyonunu destekliyor. Koltuklar genel olarak ergonomik. Yan destekleri vücudu güzelce kavrıyor. Omuz bölgesi ve başlıkların geniş tasarımı ön koltukta oturanı rahat ettiriyor ettirmesine, ama arka koltukta oturanın görüş alanını kısıtlıyor ve darlık hissine neden oluyor. Neyse ki opsiyon olarak sunulan açılabilir cam tavan içeriye ekstra ışık sağlıyor. Bunun dışında arka koltuklar yüksek oturma pozisyonu ve bolca diz mesafesiyle konforlu ve rahat bir oturum sunuyor. Kompakt sınıftaki çoğu otomobilde olduğu gibi C4’ün de arka sıradaki orta koltuğu uzun yolculukları desteklemeyecektir.

 

 

 

 

 

>>> Bagaj 380 litre ile ailenin valizlerini alacak hacmi sunuyor. Düz yan duvarlar alanı verimli kullanmaya yardımcı oluyor. Koltuklar katlanarak gerektiğinde büyük eşyalar taşınabiliyor veya ortadaki kapak sayesinde arka koltukta iki yolcu otururken ortadan öne doğru uzatarak örneğin kayak takımı taşınabiliyor.

>>> Gelelim motor kaputunun altına. Üçü benzinli biri dizel olmak üzere dört motor seçeneği bulunuyor. Giriş seviyesindeki 1.2 Puretech 100 HP güç üretiyor ve manuel şanzımanla kombine ediliyor. Aynı motorun 130 HP’lik versiyonu ve 155 HP’lik versiyonu ise EAT8 sekiz kademeli otomatik şanzımanla sunuluyor. Dizel cephesinde ise devreye 130 HP gücündeki 1.5 BlueHDI ve EAT8 otomatik şanzıman giriyor.

>>> Ben 130 HP gücündeki 1.5 BlueHDI ve EAT8 otomatik şanzıman kombinasyonunu deneyimleme fırsatı buldum. Motor 130 HP güç ve 300 Nm tork üretiyor. Motor ve şanzıman uyum içerisinde çalışıyor. Şanzıman son derece seri ama kesinlikle hissettirmeden ve en önemlisi tam zamanında vites değiştiriyor. Özellikle şehir içi sürüşlerinde canlı ve istekli bir sürüş sergiliyor. Gaz pedalına dokunmak, anında hızlanmak için yeterli oluyor. Doğal olarak yasal hız sınırlarının üzerine çıkma girişimlerinde çok da büyük bir performans beklememek gerekiyor. 150’lere kadar oldukça canlı olan hızlanma eğilimi artık yavaş yavaş ivmesini kaybediyor.

 

 

 

 

 

>>> Elbette hangi sınıf olursa olsun, bir otomobil alırken dikkat ettiğimiz en önemli gündem maddelerinden biri; tüketim. Citroën C4 1.5 BlueHDI EAT8 oldukça tutumlu bir otomobil. Elbette kullanım şekline bağlı olarak tüketim değerleri değişiyor. İstanbul’da 15 derece civarında güneşli günlerde yoğun dur-kalk olmayan akıcı trafikte, 70-80 km/s civarında akarken 4 lt/100 km’lere kadar düşürmek olası tüketimi. Trafik akıcı olur ise. 120-130 km/s seviyelerinde otoyol sürüşlerinde ise 4,5-4,8 civarında olan tüketim daha yüksek hızlı otoyol sürüşlerinde 7 lt/100 km’nin üzerine çıkabiliyor. Ayrıca iş çıkış veya işe gidiş saatlerinde köprü geçmek de 5,5-6 lt/100 km tüketim anlamına geliyor. Citroën C4 1.5 BlueHDI EAT8 ile farklı koşullardaki 3-4 günlük testi 5,8 lt/100 km ile tamamladım. Sürüş koşulları, elde edilen çekiş gücü ve tüketim denklemine baktığımızda gayet makul hatta tutumlu bir otomobil.

>>> Gelelim markanın konfor iddiasına. Citroën C4 konforlu bir süspansiyon sistemine sahip. Yol bozuklukları büyük oranda filtre ediliyor. Darbeler kabin içine yumuşatılarak iletiliyor. Süspansiyon sisteminin çalışma gürültüsü de yine kompakt sınıf ortalamalarında ‘konforlu’ ifadesinin hakkını veriyor. Ancak yerden yüksek yapı ve konforlu süspansiyon geometrisi belli oranda da olsa gövde salınımlarını beraberinde getiriyor. Yine yerden yüksek yapı ve konforlu süspansiyon geometrisi nedeniyle C4 hızlı girilen virajlarda gövdesiyle yana yatma eğilimine girebiliyor. Yani sportif sürüşleri o kadar da sevmiyor. Öte yandan öyle bir iddiası da yok.

>>> İçinde bulunduğumuz ekonomik ortamda fiyat yazmak ne kadar mantıklı bilemedim, ama 23.12.2021 tarihli anahtar teslim fiyat listesine göre Citroën C4 dünyasına giriş 100 HP 1,2 Puretech ve manuel şanzıman kombinasyonluyla 359.000 TL’den başlıyor. Listenin zirvesinde ise 130 HP 1.5 BlueHDI ve EAT8 otomatik şanzıman kombinasyonuyla 616.500 TL yer alıyor. Bu fiyatlara; açılır cam tavan, kablosuz şarj, metalik boya, özel renk ve navigasyon gibi ekstralar hariç.

>>> Günün sonunda Citroën C4 gerçek bir crossover. Crossover kavramının hakkını fazlasıyla veriyor. Ne otomobil, ne de SUV. İki dünyanın iyi yönlerini harmanlıyor. Tasarımını çok sevdim. Gerçekten de çekici ve özgün bir otomobil. Tutumlu olmasını çok sevdim. Sürüş özellikleri bu sınıf için gayet başarılı. 1.5 BlueHDI ve EAT8 kombinasyonu harika çalışıyor. Süspansiyon konforunu sevdim, ama gövde salınımları benim gibi sportif sürücülere uygun değil. Tamamen kişisel ve belki de başka hiç kimseyi rahatsız etmeyecek olan bilgi-eğlence sisteminin ses açma/kapama düğmesinin yerini hiç sevmedim. Kabin içerisinde kullanılan sert plastik yüzeyler yerine daha fazla yumuşak yüzeye dokunmak isterdim. Test aracının rengini çok sevdim. Bedeli ödenmeli ve mutlaka tercih edilmeli.

>>> Dolayısıyla ‘o kadar kusur kadı kızında da olur’ seviyesinde birkaç küçük şey dışında Citroën C4 gayet keyifli ve başarılı bir otomobil. Özel hayatından tercihini dizel değil e benzinden yana kullanan biri olarak güçlü benzinli versiyonu da deneyimlemek isterdim.

Osman Yavuz

COMMENTS

WORDPRESS: 3